Sprache waehlen

Almanya’da yas kültürü

Almanya’da bir yakınını kaybettiği için yas tutan kişilere nasıl davranılacağı ve nasıl baş sağlığı dilenebileceği konusunda belli gelenekler vardır. Eğer onların yasını paylaşmak ve onlara karşı saygılı olmak istiyorsanız aşağıdaki bilgiler size yardımcı olacaktır.

Paylaşmaktan çekinmeyin

Birisi bir yakınını kaybettiğinde bu kişiye nasıl baş sağlığı dileyeceği, yani yas tutan kişinin yasını paylaştığımızı nasıl ifade edeceğimiz konusunda her ülkede olduğu gibi Almanya’da da farklı gelenekler vardır. Bir yakınını kaybeden bir kişi örneğin ağlayarak, siyah kıyafetler giyerek ya da örneğin ölen kişinin bir fotoğrafını siyah bir kurdeleyle bağlayarak simgesel olarak acısını gösterir. Ayrıca Almanya’da insanlar acılarını içlerinden ve sessizce yas tutarak yaşarlar, sesli bir şekilde dışa vurarak değil.

Kamuya mâl olmuş önemli bir kişi öldüğünde ya da bazı felâketlerde kamu kuruluşlarında bayraklar yarıya indirilerek resmi yas gösterilir.

Ölen kişiyi onurlandırmak

Ölen kişinin yakınlarına baş sağlığı dilemek istendiğinde örneğin “Mein (herzliches) Beileid” (acınızı yürekten paylaşıyorum) denir. Baş sağlığı dilemek için bir başsağlığı kartı gönderilir (siyah çerçevesinden anlaşılır), karta teselli edici sözler yazılır ve bazen yüksek cenaze masraflarına katkıda bulunmak için para da konabilir.

Mezar kapatıldıktan sonra mezarın üstüne ölen kişinin ebediyete uğurlandığını simgeleyen bir çelenk konur. Son yıllarda gittikçe artan oranda insanlar öldükten sonra yakılmayı ve küllerinin bir kül kavanozuna konmasını istiyorlar. Çünkü mezarlıklarda kül kavanozunun konacağı kadar küçük yerler çok pahalı değiller ve fazla bakım gerektirmezler.

Ölen kişi, hakkında güzel sözler söyleyerek onurlandırılır. Bu nedenle kural olarak ölen kişi hakkında kötü konuşulmaz. Cenaze töreni sırasında ve sonrasında ölen kişinin hayatı kısaca anlatılır. Ailesi, akrabaları ve arkadaşları için ne kadar değerli olduğu söylenir. Cenazeye gelenler çoğunlukla hafif bir yemek eşliğinde birlikte bir süre oturur ve ölen kişi hakkındaki hatıralarını paylaşırlar. Halk dilinde bu yemeğe Leichenschmaus (ölen için verilen yemek) denir.

Ölen kişinin ya da yakınlarının herhangi bir kilisenin üyesi olmaması halinde cenaze töreni geleneksel şekilde bir kilisede ve bir kilise görevlisiyle değil, dünyasal olarak hazırlanır. Cenaze konuşmasını Hristiyanlık inancıyla ilgisi olmayan bir konuşmacı yapar. Bu şekilde yapılan cenaze törenlerinin oranı gittikçe artmaktadır.

Hristiyan bakış açısı

İsa’yla kişisel bir ilişkisi olan Hristiyanlar öldükten sonra sonsuzluğu Tanrı’yla birlikte geçireceklerine inanırlar. Ölümden sonra sonsuz yaşam olduğu için bedenin ölümü bir son değildir. Bu nedenle İsa’yla yaşamış olan birinin cenaze törenine katılanlar, ölen kişinin sonsuza dek yaşayacağı ve kendileri de İsa’yla yaşıyorlarsa onu bir gün tekrar görecekleri bilincindedirler. Bu inancın temeli İsa’nın söylediği şu sözlere dayanır: “Sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır.” (Yuhanna 5:24) İsa, ölümü ve ölümden dirilmesiyle, günahı nedeniyle Tanrı’dan ayrı düşmüş olan insanların günahını üstlenerek Tanrı’ya giden yolu açmıştır. (Bu konu şurada daha ayrıntılı olarak anlatılmıştır: Paskalya (Diriliş Bayramı) – Büyük Bir Bayram) Bu nedenle inançlı Hristiyanlar cenaze törenlerinde umut dolu ilahiler söylerler. Bazı cenaze törenlerinde yas tutma simgesi olan siyah giysiler giysiler de giyilmez.

İster kilisede yapılan bir tören olsun, isterse dünyasal bir tören olsun, Hristiyan inancının verdiği umut olmaksızın Almanya’daki cenaze törenlerinde çok az teselli sözü söylenebilir. Bu nedenle henüz hayattayken sonsuzluğu nerede geçireceğimiz konusunda düşünmek çok önemlidir.

İndirmek için

Bu metni PDF dosyası olarak şu dillerde bulabilirsiniz: